15 Ağustos 2014 Cuma

Enternasyonalizm Nedir?

Enternasyonalizm en basit ifadeyle nasyonalizmin, yani milliyetçiliğin zıddıdır. Onu şu ya da bu biçimde milliyetçilikle bağdaştırma yolunda atılmadık takla kalmadıysa da gerçekte bu iki şey birbirine taban tabana zıttır. Enternasyonalizm dediğimiz zaman bizim anladığımız işçi sınıfı enternasyonalizmidir. İşçi sınıfı tüm dünya üzerinde çıkarları ortak olan evrensel bir sınıftır ve varlığı ve mücadelesinin özü enternasyonalisttir. İşçi sınıfı enternasyonalizmi, her ülkedeki işçi sınıfının en başta kendi ülkesindeki egemen sınıf olmak üzere tüm dünya burjuvazisine karşı ortak mücadelede kendisini daima tek bir dünya işçi sınıfı ordusunun parçası olarak görmesidir. Ve bunun da en yüksek ifadesi, diğer ülkelerdeki sınıf kardeşleriyle birlikte uluslararası düzeyde örgütlenmesidir. Bu nedenle işçi sınıfı enternasyonalizmi, halkların kardeşliğinden söz etmekten, uluslararası dayanışma çağrıları yapmaktan ya da hatta ezilen ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını tanımaktan daha fazlasını ifade eder. Bir ülkenin işçileri başka bir ülkenin işçilerine karşı kendi ülkesinin burjuvalarıyla hangi şekilde olursa olsun işbirliği ya da ittifak yapıyorsa, bu işçiler enternasyonalizm ilkesine aykırı davranıyorlar demektir. 

Öte yandan enternasyonalizm, işçi sınıfı açısından, olmasa da olur kabilinden bir süs, ya da tali bir sorun veyahut keyfi bir tercih değil, nesnel temeli olan bir zorunluluktur, vazgeçilmez bir ilkedir. Tüm tarihsel deneyimin kanıtladığı gibi, işçi sınıfının kurtuluş mücadelesi, ancak ve ancak enternasyonalizm ülküsüne bağlı kaldığı ölçüde başarı elde etmiştir.

İşçi sınıfı neden doğası gereği enternasyonalist olmak zorundadır?

Çünkü kapitalizm organik bir dünya sistemidir ve dünya çapında bir işbölümü temeline dayanır. Nasıl insan vücudunu parçalara ayırmak ve her bir parçaya sanki bunlar kendi başına bir vücutmuş gibi davranmak mümkün değilse, aynı şekilde kapitalizmi de yapay biçimde kendi kendine yeterli ulusal parçalara ayırmak mümkün değildir. Özellikle günümüzde bunu anlamak çok daha kolaydır. Toyota fabrikasındaki işçilerin grev yaptığını düşünelim. Bu grevin başarılı olması için, Toyota’nın diğer ülkelerdeki çalışanlarının da bu greve destek vermesinin ne denli önemli olduğunu anlamak zor değildir. Basit bir grev için dahi bu böyleyken diğer tüm mücadele biçimleri için daha da fazlasının gerektiği aşikârdır. Bu nedenle işçiler uluslararası düzeyde örgütlenmeli ve uluslararası düzeyde saldıran burjuvaziye karşı aynı zeminde karşı koymalıdır. Herhangi bir ülkenin işçileri bir devrimle iktidara geldiklerinde dünyanın tüm burjuvaları birlik olup bu devrimi boğmak için ellerinden geleni yapmayacaklar mıdır? Ve bunu engellemenin en etkili yolu tüm o ülkelerdeki işçilerin kendi burjuvalarına karşı mücadele etmesi değil midir? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder